Betül Kurtuluş | 02 Kasım 2025 | Genel, Tüm Manşetler A- A+


Aslında mesele sadece fiyat değil.
200 bin TL, bugün kime çok geliyor?
İşini döndürmeye çalışan için fazla,
ama boş duran bir mülk sahibi için de az.
Sanayi bölgesinde müstakil binada,
200 bin liraya kimse dükkân tutmuyor,
ama kentin öbür yakasında,
Yahya Kaptan’da villalar neredeyse 100 bine kiralanıyor.
Çünkü artık herkes kazancının değil, güvencesinin peşinde.

Sanayi bölgesinde 3 katlı bina, aylardır kiracı bekliyor.
Çünkü artık kimse risk almak istemiyor.
Bugün kazanç değil, ayakta kalmanın maliyeti konuşuluyor
Elektrik, stopaj, personel, malzeme derken
kira sadece başlangıç.
Kazanç garanti değil, gider belli.
200 bin lira işyeri kirası,
400 binlik stres gibi duruyor artık.
Kurumsal firmalar bile hesabını yapıyor.
Sanayide iş kurmak isteyenin geliri üretime bağlı.
Kazanması için önce çalışması, personel tutması gerekiyor.
Ama Yahya Kaptan’daki 150 binlik villayı tutanlar
çoğunlukla sabit gelirli: doktor, mühendis, beyaz yaka…
Ya da birikimiyle yaşayan, yani üretim zincirinin dışında.
Üretmiyor ama gelir akışı var — kira, faiz, ikinci mülk, maaş…
Biri çalışarak kazanıyor, diğeri sistemden pay alıyor.
O yüzden aynı şehirde, aynı parayla
biri kira veremiyor, diğeri villada oturabiliyor.

Sanayideki bina boş çünkü o bina “çalışanın” binası.
Ama çalışan artık kazanamıyor.
Kazanmayan da risk alamıyor.
Sonuçta mesele sadece kira değil;
Ekonominin dili değişti.
Kim üretirse o değil,
kim dayanırsa o kalıyor.
KOCAELİ EMLAK HABER
BETÜL KURTULUŞ
