Murat Hamzaoğlu | 10 Şubat 2023 | Genel, Tüm Manşetler A- A+
Kahramanmaraş merkezli gerçekleşen ve 10 ilde büyük yıkıma neden olan 7.7 ve 7.6’lık deprem Cumhuriyet tarihinin en büyük ikinci depremi olarak tarihe geçti. Bu deprem İstanbul’dan çok uzaklarda olmasına karşın, İstanbullu, yeni yeni apartmanların, residence denilen kelli felli binaların tuzla buz olduğu bu depremle birlikte tabiri yerindeyse “DİKEN ÜSTÜNDE” olduğunu söyleyebiliriz.
İstanbul’da 15 milyon insan yaşıyor ve uzmanlar binaların büyük bir bölümü eski, güçsüz, yıpranmış aslında yaşanmayacak binalar olduğunu söylüyorlar. Birde üzerine İstanbul depremi beklendiğini de düşünecek olursak, “ŞAPKALAR ÖNE KONULACAK” ve bir kez, hayır bin kez daha düşünecek. Aslında sadece yetkililer değil!
Tahmin ediyoruz, “HİÇ KİMSE” Bu yaşananlardan sonra, yeni yeni binaların yıklıldığı, residence denilen binaların iç içe girdiği Kahramanmaraş depremi ile birlikte hiç kimse gece yatağında rahat uyuyamıyor. “YA BURDA DEPREM OLSA, EVİM NE KADAR GÜVENLİ?” Sorusu artık gündemimizde..!
Hadi, parası olan yakın bir yerlerden tek katlı güvenli bir ev alabilir ama 15 milyon nufuslu İstanbul’da kaç kişi bunu yapabilecek güçte. Zaten bu kesim hemen güvenli yer bakmaya başladı bile. Gücü olmayan ne yapacak? Mezar evlerde, depremi bekleyip, dualar mı edecek? İstanbullu çok endişeli aslında Tüm ülke endişeli!
Dedik ya sadece İstanbullu değil, ülke bu durumda. Deprem psikolojisi çabuk geçer demeyin, bu deprem çok büyük bir yıkım oldu ve canlı canlı her anının yaşıyoruz. Ekranlara kitlendik, psikolojimiz bozuldu. Lafı uzatmayalım, sadece İstanbullu değil, ülke: “PARA MI HAYAT MI?”