Sonbaharın kendini iyice gösterdiği şu günlerde ”ahh…! keşke yazbitmese” desek de iliklerimize kadar ekimi hissediyoruz.
Güneşi daha az görmeye başladığımız aylar geldi diye depresyona girmeden mevsimin tadını çıkartmak en güzeli.
Sonbaharda hüznü ve melankoliyi mutlulukla birleştirmek o kadar basit ki…
Öncelikle işe kahve ile başlıyoruz. Evinizde kendinize, tercihen bir cam kenarında okuma köşesi yapabilir kahve, polar olmazsa olmazımız, yün çoraplar ve kitapla baş başa kalabilirsiniz.
Salondaki minder, yastık, kırlent kılıflarını değişebilir, yünlü ya da kadifemsi dokuları tercih edebilirsiniz.
Evinizde mutlaka sıcak tonları kullanıp, sonbaharı içerde yaşayabilirsiniz.
Kırmızı, sarı ve kahverengiyi dekorasyonda objelerinizde uygulayabilirsiniz.
Bahçeniz yoksa bile küçük saksılara kasımpatı ya da çuha ekip balkonunuzun ya da pencerenizin önünü renklendirebilirsiniz.
Menekşeleri içerde pencere önlerinde her mevsim olduğu gibi bu zamanlarda da eksik etmeyin.
Balkabağı bu mevsimin vazgeçilmezi. Sadece yemek için değil dekorasyonda da kullanılan sihirli yiyecek. Buna ayrıca değineceğiz.
Ev mutlaka tarçın, elma kokmalı. Elmalı kurabiye yapamıyorsanız bile tarçın çubuklarını ya da elma kokulu mumları, vanilya kokulu tütsüleri yakabilirsiniz.
Yatak odanızda belki küçük değişikliklerle de mutlu olabilirsiniz. Fon perdelerinizi yatak üstünde minik minik yastıklarla aynı renk tonları kullanarak bambaşka ambiyans yaratabilirsiniz.
Yataklarınızı alt üst etmeyi, baş ucunu ayak ucuyla değiştirmeyi de unutmayın.
Dışarda yapılabilecek en güzel etkinlikse hiç tartışmasız kuru yaprakların üzerinde yürüyüşler yapmak. Yapraklardan çıkan ses inanılmaz.
Sonra da belki sıcak bir kafeye gidip kahve içip arkadaşlarla sohbet etmek sonbaharı yaşamanın en keyifli hali.
Doğanın verdiği kırmızı, sarı ve kahverengi tonlarını bir arada görmenin en muhteşem zamanlarını kaçırmayın…