Mutlaka her sektörün de yaşadığı enflasyona yenik düşme, maliyetler arttı, artık adına ne derseniz deyin. Zorunlu artışlar yaşansa da küçük bir kartopunun yuvarlanarak kocaman bir çığa dönüşürcesine getirip kucağımıza bırakmak da nedir?
Oysa ufak ufak algılarımızla oynayıp, yıl içinde minimal düzeyde artışlarınızı yapsaydınız… hani benzine iki haftada bir zam gelmesi ya da markete gittiğinizde almak istediğiniz ürünün fiyatı bir hafta sonraki fiyatının değişimi gibi değişseydi… ALIŞIRDIK. Hoş, çok hissettirmeden bi kaç ayda bir, ufak dokunuşlar gözümüze çarpmıyor değildi ama…
Amaaa… aylık 3000 tl den 9000tl ye fırlamak… Enflasyonu bile gölgede bıraktınız. Sözüm meclisten içeri vallaha. Hiç kusura bakmayın. Hadi yapın artışı, ona okeyiz de, orta karar bir yerde. Bu sıçrayışla kalakaldık. Hem de far görmüş tavşan gibi. Ne gidebiliyoruz ne de kalabiliyoruz. Ne senle, ne de sensiz. Ama kimse de düşünmesin ki VAZGEÇİLMEZİM. Bu farklı arayışlara de sebep olabilir. Başkalarının ekmeğine de yağ sürmüş olabilirsiniz.
Bekleyip göreceğiz. Ben rakip olmaya çalışan firma olsam mesela, bu durumu fırsata çevirirdim.
Hem unutmayın ki, en iyi ürün rekabette ortaya çıkar. Daha iyi pazarlama, daha iyi hizmet, daha iyi fiyat, daha iyi… daha iyi… Ne diyelim, ilanlarda yazan “teklifler değerlendirilir” gibi, ya da, emlakçı sloganı gibi… “Hayırlısı olsun”