Murat Hamzaoğlu | 19 Şubat 2023 | Genel, Tüm Manşetler A- A+
Kahramanmaraş deprem felaketinden sonra şehirler, yatay mimari mi, dikey mimari mi? Tartışmaya başladı. Büyük kentlerde bir kesim hala yüksek katlı, dikey mimariyi savunurken, bir kesimde iki-üç katlı yatay mimariye acil geçilmesi gerektiğini düşünüyor. Peki bunları yapan müteahhitler için ne düşünülüyor? Ne kadar güvenliler? Ne yapalım, “JAPON MÜTEAHHİT” mi Getirelim !
Yatay mimari mi, dikey mimari mi? İnsanlar yaşanan deprem sonucunda yüksek katlılardan kaçış olduğunu görmekteyiz. İnsanlar yüksek katlı binalara hem güvenmiyor, korktukları için de artık her şey eskisi gibi değil. Hep Japonlar örnek gösterilir. Öyle binalar yapıyorlar ki, 30-40 katlı binalar olduğu gibi duruyor. Biz, 6 aylık rezidans olduğu yerde “TOST” oluyor. İşte aradaki fark, JAPON…
Ülkemiz deprem bölgesi. Heran, her yerde deprem olabilir. Bu gerçekle yaşamalıyız ama bir gerçek var, biz JAPON değiliz. Adamlar yapıyor, biz beceremiyoruz. Kahramanmaraş depremi öncesi hala “İMAR AFFI” çıktı, çıkıyor beklentimiz vardı. Anladık ki, bizim müteahhitler dikey mimariyi beceremiyor. Zaten denetim de yok. İstedikleri gibi at koşturbiliyorlar. Yatay mimari bile artık insanları endişelendiriyor. Ne yapalım? Kendi inşaatımızı, kendimiz mi denetleyelim. Acil yatay mimariye geçilip, riski azaltmalıyız. Bizimkilerde bir JAPON olana kadar.
Futbolda hep tartışılır. Türk hakemlerin yerine dışarıdan yabancı hakem getirelim diye. Bizde bu işini bilmez müteahhitlerin yerine dışarıdan “JAPON MÜTEAHHİT” getirelim? Tüm müteahhitleri konuya dahil etmiyoruz, bir çok dürüst, işini yapan müteahhit var ama öyle bina, apartman, site, rezidanslar yıkıldı ki, kime güvenip, kime güvenmeyeceğimizi bilemiyoruz! Ülke olarak çok korkuyoruz..!