Tuğçe Hamzaoğlu | 26 Aralık 2022 | Emlak Ofisleri, Genel, Tüm Manşetler A- A+
Benim gayrimenkul firmam İzmit Merkez’de olduğundan dolayı bir yerden bir yere giderken birçok yeri inceleme fırsatım oluyor… Geçenlerde bir dükkânın ‘’X’’ emlak firması tarafından satışa sunulduğunu gördüm, bir hafta sonra aynı dükkânın camında ‘’Y’’ emlak firmasının satılık afişi vardı ve çok geçmeden o ‘’Y’’ emlak firmasının da satılık afişi kalkıp, dükkân ‘’Z’’ emlak firmasına verilmiş… Kafanız karıştı değil mi? Benim de kafam karışmıştı. Mülk sahibi, A’dan Z’ye tüm emlak firmalarını denenecekti herhâlde…
Empati kuruyorum… Ben ev sahibiyim, benim satılık bir evim var, kendim ilgilenemiyorum ya da profesyonel bir destek alıp daha hızlı satılmasını istiyorum ve bu sebeplerden dolayı da kendime uygun, içime sinen, güvenebileceğim bir gayrimenkul firması ile görüşüp evimi ona teslim ediyorum… Buraya kadar her şey normal… Ki şunu da unutmayalım; Hiçbir mülk ‘’Canım istediği için satıyorum’’ diyerek satılmaz. Ya ev sahibinin paraya ihtiyacı vardır, satar. Ya başka bir yatırım yapacaktır, satar. Ya başka bir ev alacaktır, satar ama ‘’öylesine satıyorum, param kenarda öylece dursun’’ diye satmaz…O yüzden ev sahibini de anlamaya çalışıyorum tabi ki de bir iki günde sonuç alıp satılmasını istiyor, ama bu neredeyse imkânsız…
Biz gayrimenkul danışmanları bir araya geldiğimizde sohbet esnasında en çok değindiğimiz, serzenişte bulunduğumuz konulardan biri de; Ev sahiplerinin haftada bir emlakçı değiştirmesi oluyor. Bütün emlakçı arkadaşlarımız karşı çıkıyor, etik olmayan bir şey olduğundan bahsediyor ama sonraki günlerde bakıyorum ki, daha bir hafta önce başka bir emlakçı da olan mülkü almış kendisi satmaya çalışıyor… Ne kadar doğru tartışılır tabi…
Diğer meslektaşlarım için bir şey diyemem ama benim bir müşterim ‘’evimi satar mısın?’’ diye bana geldiğinde ben satıcıma bütün süreçten bahsetmek ile yükümlü olduğumu düşünüp en başından bir mülkün bir haftada satılamayacağını, acele edilmemesi gerektiğini, doğru adımlar ile gitmemiz gerektiğinden mutlaka bahsediyorum. Fakat en başta anlattığım gibi herkes aynı hassasiyette değil gördüğüm kadarıyla.
Ev sahipleri bilinçsiz olabilir, paraları değer kaybetmesin diye bir an önce satılsın ve başka bir yatırım yapayım diye düşündükleri için acele ediyor olabilirler, buna kimse bir şey diyemez… Ama… Biz gayrimenkul danışmanları bilinçli olmak zorundayız, bu bizim mesleğimiz, insanları doğru yönlendirmek zorundayız, onları doğru yönlendirmezsek bu mesleği yapmanın ne anlamı kalır ki…. Kimse kusura bakmasın ama haftada bir emlak firması değiştiren satıcı ile ben çalışmam… Emeğime yazık bir kere… Bir mülkün tanınma süresi zaten bir haftadır… Alıcı emlak portallarında mülkü görür, beğenir, emsallerine bakar, değerlendirir ve ondan öyle teklifte bulunur… Teknoloji çağında yaşıyoruz, herkes neyin ne olduğunu biliyor artık, eskisi gibi satılık ilanları gazetelerde yayınlanmıyor…
Öncelikle emlakçı ve gayrimenkul danışmanı arasında dağlar kadar fark olduğunu bilmenizi isterim. Emlakçı ve gayrimenkul danışmanı konut, ofis, dükkân, arsa gibi her türlü gayrimenkulün alımı, satımı veya kiralanması gibi işlemlerde mal sahibi ile müşteri arasında aracılık yapar. Fakat gayrimenkul danışmanı emlakçının aksine alıcıyı ve satıcıyı en iyi şekilde anlar, analiz eder ve ihtiyacına göre alternatifler üretir. Doğru yönlendirme yapar. Gayrimenkuller ile ilgili danışmanlık hizmeti verir…
İstediğimiz kadar bu konuda satıcıya kızalım, hata bizim… Bu tür şeylere biz çanak tutuyoruz. Sırf elimde fazla portföyüm bulunsun diye, her mülk sahibiyle çalışırsak olacağı budur, ne bekliyoruz ki? Herkes çıkarıp şapkasını önüne koymalı… Kızdığımız bu mülk sahipleriyle ben çalışmıyorsam, sen çalışmıyorsan, o çalışmıyorsa, kim çalışıyor da hala aynı özgüven ile ‘’ Oho, bir hafta oldu hala satılmadı evim’’ deme lüksüne sahip olabiliyor bu ev sahipleri?
Kocaeli Emlak; emlakçı değil, gayrimenkul danışmanlık firmasıdır… Bizim 23 yıldır çalışma prensibimiz; Müşteriyi doğru yönlendirmek, sadece çok portföyümüz olduğu görünsün diye her mülk ile çalışmamak olmuştur…
Sevgili meslektaşlarım; umarım sizlerde bir gün bu tarz olaylara çanak tutmaktan vazgeçersiniz ve mülk sahipleri de bizlere böyle şeyler deme lüksleri olmadığını anlarlar….