1999 Marmara Depremi üzerinden tam 25 yıl geçti. Bu süre içinde hasarlı, yamuk binalarda yaşamak,
alım satım yapmak ve kiraya vermek o kadar sıradan hale geldi ki, son günlerde en çok konuşulan konulardan biri oldu.
Bizde gündem olan konuyu yapay zekaya sorduk:
“25 yıl sonra, 2050’de bu hasarlı binaların durumu ne olacak?”
BİZİM YAPAY ZEKA NE CEVAP VERDİ
“1999 yılında meydana gelen depremden 50 yıl sonra, hala hiçbir şey yapılmamış. Yamuk binalar daha da yamulmuş, kentsel dönüşüm hâlâ tartışma konusu. Her gün bu binalar tek tek yıkılıyor. Eğer 2050 öncesinde beklenen bir İstanbul depremi olursa, ben bile ne diyeceğimi bilemem!”
GOOGLE GEMİNİ YAPAY ZEKANIN CEVABI
Marmara Depremi Sonrası Hasarlı Binaların 2050 Görünümü: Bir Değerlendirme
1999 Marmara depremi, Türkiye için bir dönüm noktası olmuş ve yapı güvenliği konusunda ciddi endişeleri gündeme getirmişti. Deprem sonrasında hasar gören binaların durumu, 25 yılı aşkın bir süre geçtikten sonra hala ülkemizin gündeminde önemli bir yer tutuyor. 2050 yılında bu binaların ne durumda olacağı ise, birçok faktöre bağlı olarak değişkenlik gösterebilecek karmaşık bir soru.
2050 Yılında Karşılaşılabilecek Senaryolar:
Kentsel Dönüşümün Etkisi:
Pozitif Senaryo: Eğer kentsel dönüşüm projeleri zamanında ve kapsamlı bir şekilde uygulanırsa, depremde hasar gören birçok bina yenilenmiş veya güçlendirilmiş olabilir. Bu durumda, 2050 yılında bu bölgelerde daha güvenli yapılarla karşılaşmak mümkün olabilir.
Negatif Senaryo: Kentsel dönüşüm projelerinde yaşanan gecikmeler, bürokratik engeller ve maliyet sorunları gibi nedenlerle, birçok bina dönüştürülememiş olabilir. Bu durumda, depremde hasar gören binaların bir kısmı riskli durumda olmaya devam edebilir.
Yapı Kontrol Mekanizmalarının Etkinliği:
Pozitif Senaryo: Yapı kontrol mekanizmaları güçlendirilmiş ve denetimler sıklaştırılmışsa, ruhsatsız veya kaçak yapılar önlenmiş ve mevcut binaların düzenli olarak kontrol edilmesi sağlanmış olabilir. Bu sayede, yeni yapılaşmalarda deprem yönetmeliklerine uyum sağlanmış ve mevcut binaların güvenliği artırılmış olabilir.
Negatif Senaryo: Yapı kontrol mekanizmalarında yetersizlikler devam ederse, ruhsatsız yapılar artmaya devam edebilir ve mevcut binaların güvenliği ihmal edilebilir. Bu durum, gelecekteki depremlerde daha büyük can ve mal kayıplarına neden olabilir.
Doğal Afetlerin Etkisi:
Deprem Riski: Marmara Bölgesi, aktif bir deprem kuşağı üzerinde yer almaktadır. Bu nedenle, gelecekte büyük bir deprem meydana gelme olasılığı her zaman vardır. Depremde hasar gören binalar, yeni bir depremde daha büyük risk altında olabilir.
Diğer Doğal Afetler: Sel, heyelan gibi diğer doğal afetler de binaların ömrünü kısaltabilir ve deprem hasarını artırabilir.
2050 Yılında Karşılaşılabilecek Riskler:
Dayanıklı Olmayan Yapılar: Kentsel dönüşüm projelerinin yetersiz kalması veya yapı kontrol mekanizmalarının zayıf olması durumunda, birçok bina depreme karşı dayanıklı olmayabilir.
İkinci El Konut Piyasası: Depremde hasar gören binaların bir kısmı, düşük fiyatlarla satışa çıkarılabilir. Bu durum, ekonomik durumu zayıf olan vatandaşların riskli binalarda oturmasına neden olabilir.
Kentsel Dönüşümün Sosyal Etkileri: Kentsel dönüşüm projeleri, insanların yer değiştirmesine ve sosyal yapının bozulmasına neden olabilir. Bu durum, toplumun psikolojik olarak olumsuz etkilenmesine yol açabilir.
Önümüzdeki Yıllarda Yapılması Gerekenler:
Kentsel Dönüşümün Hızlandırılması: Kentsel dönüşüm projelerinin bürokratik engellerden arındırılması ve finansman kaynaklarının artırılması gerekmektedir.
Yapı Kontrol Mekanizmalarının Güçlendirilmesi: Yapı kontrol mekanizmaları daha etkin hale getirilmeli ve denetimler sıklaştırılmalıdır.
Afet Bilincinin Artırılması: Toplumun afet bilinci artırılmalı ve depreme hazırlık konusunda bilinçlendirilmelidir.
Bilimsel Araştırmaların Desteklenmesi: Deprem risklerinin daha iyi anlaşılması için bilimsel araştırmalara destek verilmelidir.
Sonuç olarak, 2050 yılında Marmara depreminde hasar gören binaların durumu, alınacak önlemlere ve yaşanacak doğal olaylara bağlı olarak büyük ölçüde değişebilir. Ancak, riskleri minimize etmek ve gelecek nesillere daha güvenli bir yaşam alanı bırakmak için acil önlemler alınması gerekmektedir.